cappadocia tours ve allah bilgileri
sizlere bugün elimizden gelen gayreti gösteren cappadocia tours diyorki Peygamber (sallallahu alevhi ve scUem)\ tekzıb ediyorlar. Çünkü Peygamber (sallallahu aleyhi ve scilem) kendisinin peygamberlerin sonu olduğunu haber verdiği gibi, Allah da O’nun peygamberlerin sonu olduğunu, butun insanlığa peygamber olarak gönderildiğini haber vermiştir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)\ı\ bu sözünün umumunu tahsis cihetine gidilmeden, te’siKi/ olarak melhumunun murad edildiğini ve so/unun /ahirine hamlohmması hakkında icma-ı ümmet sardır. Naklî delil s e icma-ı iımmeı bakımından bu zümrelerin hepsinin kesin olarak kâlir olduklarına hiı, şek ve şüphe yoktur.Yine, her Kur’ân nassını, konduğu mânâsının hilâfına hamlederek kendi görüşünü müdafaa eden veyahut sahih olduğu kesinleşmiş, rivayetinde hiybır ihtilâf bulunmamış ve zahirî mânâsına hamlolunması hakkında ıcma sâki olmuş bir hadîsi kendi görüşünü müdafaa sadedinde istediği gibi te’vil eden kimsenin tekfir edilmesi hususunda icma-ı ümmet vardır. Rccmi ibtal ve inkâr eden Haricilerin tekfir edilmesi gibi.Bunun içindir ki, Müslümanların dininin gayri dinlerden birine giren veyahut hükümlerinin bazısında olsa bile onlara uyan veya tereddüd eden veya onların mezhcblcrini tashih eden, bunlarla beraber her ne kadar İslâmî, Islama inandığım, İslâmdan başka her din vc mezhebin batıl olduğuna itikad etliğini açıklasa bile o kimse, Islâma muhalif olan hususları açıklamasından dolayı kâfirdir.
Ve yine, sözü ile Müslümanları sapıklığa ileten her söz söyleyeni ve Ralîzilerdcn Kümmeliyye’lerin söylediği gibi bütün sahabeleri tekfir edenleri kesinlikle tekfir ederiz. Çunku bunlar (Kummeliyye’den olanlar) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)den sonra Hz. Ali (radıyallahu anh)’yi öne geçirmediklerinden bütün sahabeyi hattâ öne geçip hakkını istemediği için Hz. AH (radıyallahu anh)'y\ tekfir ederler. Bunlar birçok yönden kâfirdirler. Çünkü bunlar şeriatın tümünü iptal ettiler. Zira şeriatın nakli kesilmiştir vc onunla beraber Kur’ân’m nakli de kesilmiştir. Onların batıl inanç vc iddialarına göre Kur’ân’ı nakledenler, kâfirdirler. Allahtı â’lem İmam Malik, sözlerinden birinde “Bütün sahabeleri tekfir edenler öldürııltır’’ sözünden bunu kasdetmiştir.
Onlar başka bir yönden de kâfirdirler. Çünkü onlar kendi batıl inanç vc sözlerinin muktezasma göre Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Ali’nin kendi vefatından sonra küfredeceğini bildiği halde kendisinden sonra Ali’nin halife olmasını söyledi. Bu sözlerinden dolayı Allah onlara lanet etsin. Peygamber (aleyhısselâıııa, âline de salâl-ü selâm).
Her fiil ki, otıun ancak bir kâfirden sadır olmasına icma-i ümmet vâki olmuştur. Meselâ puta, güneşe, aya, haça, ateşe tapmak, onlara secde etmek, Yahudileı, Hıristiyanlarla başlarım açmak, kuşak sarmak gibi onların kıyafetleriyle onlarla beraber kilise ve havralara gitmek, işlerini yapan kimse, bu işleri yaparken açtk açtğa Müslüman olduğunu ifade
etse bile kendisini tekfir ederi/. Çünkü bu gibi hususlatın ancak kâfir lerdc bulunacağına dair icma-ı ümmet vardır.
Yine şunları kesinlikle tekfir ederi/: Allah’ın haram kıldığı, adam o! durmeyi, içki içmeyi, zina yapmayı, haram olduğunu bildiği halde he. laldır diyen herkesi, Karamita’dan haramları mübah görenler ve (Allaha ulaştıklarından kendilerinden teklif kalktığını iddia eden) Culat-iMü-tasavvifa gibi.
İslâm esaslarından bir esası, l’cygamber (sallallahu aleyhi vesellem)\ı\ işlediklerinden tcvatııren nakledilmesiyle yakinen bilineni veO’nunüzerine icma-ı ümmetin vâki olduğunu kesinlikle bilineni inkâr eden veya lanlayanı kesinlikle tekfir ederiz. Beş vakit namazın farz olmasını, rekâtlarının adedini, secdelerini inkâr edip, bize Allah (celle celolûhuj kitabında sırf namaz kılmayı emretmiştir. (Beş vakit olduğunu, rekâı ve secdelerini emretmemiştir) çünkü beş vakit olması, bu erkân ve şanlarla kılınmasının emredildiğini bilmiyorum. Çünkü Kur’ân’da bu hususta açık bir nâs yoktur. Bu hususta varid olan hadîs de haber-i vahiddır (kabul olunmaz) diyen kimse gibi.
Haricilerden, namaz sabah, akşam olmak üzere iki vakit farzdır diyen, Batıniyyc mezhebinden farzlar öyle kişilerin isimleridir ki, onlar imam olmakla emrolundular. Ve yine Habais ve Maharim öyle adamların ismidir ki onlar onlardan ırak kalmaları hususunda kendilerine em-rolündü diyenler, tasavvuf ehlinden, ibadet ve uzun müddet çalışmak, nefislerini, iç âlemlerini temizledikleri zaman onlardan ibadeti iskateder ve onlara her şeyi mübah kıldığı gibi, şer’î teklifleri onlardan kaldırır diyenlerin tekfir edildiğine dair icma-ı ümmet vâki olmuştur.
Yine böylece, Mekke’yi veya Kâbe’yi veyahut Mescid-i Haram’ıveyahut haccın sıfatını inkâr eden kâfirdir. Şu sözlerin sahipleri de küfür dedir. Kıbleye yönelmek vaciptir, fakat haccın, kıbleye yönelmenin böyle bilindiği şekilde mi? Hac için emredilen yer (Kur’ân’da beyan edilen) Mekke mi, Beyt o Kâbc mi, Mc.scid-i Haram orası mı bilmiyorum.Ger çekten onlar o zikredilen yerler mi yoksa başka yerler mi? Belki de Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)\n bu hususları böyle tefsir elliğini nakledenler hata yapmışlar ve bu yerlerin olduğunu vehmetmişlerdir. Bu münkirdir ve bunun gibi olan başkasının tekfirinde hiç şüphe yoktur. Her ne kadar bu kimseler, bu yerleri bildiğini sandığımız kimsevf Müslümanlarla ihtilaf eden, onlarla uzun müddet yaşadığı bilinen kim se olsa da. Ancak yeni Müslüman olan kimse hariç. Ona şöyle denir: Müslüman olduktan sonra bu ana dek, bilmediğin bu yerleri sor (öğren). Arapların da bu yerler hakkında hiçbir ihtilâfı bulunduğunu göremezsin. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellemfın zamanından beri bu hususları bir cemaat diğer bir cemaattan rivayet eder. Bu yerlerin sana söylendiği yerler olduğunu ve o yerin Mekke, o beytin Kâbe ve Pey gamber (sallallahu aleyhi ve
kıble, hacc edip elrafını tavaf ettiklerini ifade ederler. Bu işlerin hacc ibadetinin .sıfatı olduğunu, Allahu Tcâlâ’mn Kur'ân’da beyan buyurduğu hu.sustan murad bu olduğu, bu ibadetler Peygamber (sallullahu aleyhi ve sellem)\n ve butun Müslümanların yaptıkları ibadet olduğunu açıklarlar.
Ve yine ona şöyle derler: Zikredilen namazların sıfatları. Peygamber (sallaİlahu aleyhi vesellcnıhn işlediği ve bununla Allahu Teâlâ’nın murad ettiği hususu şerh, vakit, şart ve erkânlarını açıkladığı sıfatlardır. Artık senden önceki Müslümanlar bildiklen gibi, sen de bu hususlarda ilim sahibi olursun. Bu bilgiye .sahip olduktan sonra arlık şek ve şüphe etmezsin. Uzun uzadıya bahsedildikten ve uzun müddet Müslümanların arasında yaşadıktan sonra bu hususlardan birini dahi inkâr eden kâfirdir. Bu hususta hiçbir ihtilaf yoktur. Bilmiyorum demesi ile mazur görülmez, bıı sözünde sadık olduğuna inanılmaz. Bilakis onun zahiri hali bunları yalanladığını ifade eder. Çünkü (bu kadar izah etme. Müslümanların içinde yaşamasından sonra) bilmemesi mümkün değildir. Ve yine bu münkir, bütün Müslümanlara Kur’ân’dan ve hadîsten naklettiklerinde ve Peygamber (sallullahu aleyhi vesellem)\n sözü ve işi ile Al-lahü Tcâlâ’nın murad etliği hususu tefsir etliğine dair ittifak etmelerinden hata yapmalarını, aldanmalarını caiz gördüğü zaman şeriatın tümüne şek ve şüphe etmiş olur. Çünkü şeriatın esaslarını ve Kur’ân-ı Kerim’i nakleden Müslümanlardır. Din esaslarının bağları hemen çözülmüş olur. Bu sözleri söyleyen kimse kâfir olur.
 
 
No hay comentarios:
Publicar un comentario