cappadocia tours ve allah bilgileri33

cappadocia tours ve allah bilgileri33

 evet arkadasalr sizlere bugün cappadocia tours yazılarını yazdı ve cappadocia tours diyokri Kim Kur’ân-ı Kerim’i veyahut ondan bir harfi inkâr ederse veyahut da Kur’ân’dan bir şeyi noksanlaştırır veya ziyadeleştirirse, nitekim Ba-tıniyye ve Ismailiyye mezhebinden olanlar böyle yapmıştır. Veya Kur’ân-ı Kerim Peygamber (aleyhisselâm) için bir delil veya başkası için bir delil değildir, (Mutezileden) Hişam el-Futiy \c Ma'meres-Saymerrmn dediği gibi Kur’ân Peygamber (aleyhisselâm) için bir mucize değildir. O Allah’ın rızası yoluna delâlet etmez, Kur’ân’da Allah’ın Resûlu için bir delil yoktur, sevaba, ikaba ve bir hükme delâlet eden bir şey yoktur diyenlerin tekfir edilmesinde hiç şüphe yoktur.

Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem/\n diğer mucizelerinde peygamberliğine delil olduğunu, göklerin ve yerin yaradılmasında Allah’ın varlığına delil olduğunu inkâr edenleri tekfir ederiz. Çünkü bunlar, Kur'ân-ı Kerirn’in sarahaten beyan buyurduğu, bunların tümü ile Peygamber (sal-lallahu aleyhi ve sellem)\n istidlâl ettiğine dair (aleyhisselâm)Adin teva-turen nakledilene ve icmâ-i ümmete muhalif söz söylemişlerdir.
Varlıkları hakkında (melekler gibi) Kur’ân-ı Kerim’de âyet bulunan bir hususu, onun hafızların ezberlediği sıradit, Müslümanların elinde bulunduğu Mushaf’ta bulunduğunu bildikten sonra, bu hususta cahil olmadığı ve İslâmî da yeni kabul etmiş olmadığı halde inkâr ederse o kim.seyi tekfir ederiz. Bu hususu inkâr etmesine, ya naklin kendi katın-
da sahih olmadıkını, kendisine bu hususla bir ilim ulaşmadığını söyle, yerek veyahut da. nakledenin hata edeceğini, yanlış anlayacağını câi2 gördüğünü söyleyerek delil getirdi. Biz bunu geçen iki yoldan (ki icma ile tevatUren olan nakildir) tekfir ederiz. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’i lels. zib etmiş. Peygamber (sallalluhu aleyhi vescUetn)\ yalanlaınışiır. lakaı iddia ettiği hususların cahili olduğu iddiasiyle durumunu gizlemiştir, Cenneti, Cehennemi, öldükten sonra tekrar dirilmeyi, hisabı.(miza nı) kıyamet gıinunu inkâr eden kimse de kâfirdir. Bunların hakkında nâs olduğu, mutevatiren nakledildiğinin sihhati, icma-i ümmetlesabii olduğu için bu kimsenin kâfir olduğu hakkında ittifak vardır. Bunları itiraf eden ve fakat. Cennetten, Cehennemden haşr ve neşirden, sevap ve ikabdan murad zahirî anlamlarından başkadır. Hıristiyanların, filo-zoflarm. Batıniyye mezhebinden olanların ve tasavvuf sapıtanların de diği gibi, onlar ruhu batınî mânâlardan ibarettir diyenler de tekfir edilir Sahte ta.savvuf ehli, ktyametin mânâsının ölüm olduğunu, (halbukibil miyor ki ölüm kıyametin bir mukaddimesidir.) veyahut ölüm sırf yok olmaktan ibaret olduğunu iddia ederler, veyahut bazı filozollar gibi,kâinatın şeklini değiştirip yok olması, âlemin kendi nizamını kaybetmesinden ibarettir derler.
Rafızilerin azgınlarından, masum olan imamlar (On İki İmam)(741 a) peygamberlerden efdaldır dedikleri için onlar kesinlikle tekfir edilir.
Tarih ve siyerle ilgili hususlardan tevaluren sabit olduğu bilinenlerden dinî esasların iblaline vc inkârına varmayan hususları inkâr eden kimse tekfir edilmez. Meselâ tevatüren rivayet edildiği için kesin olarak bilinen uzak ülkelerin varlığını, Ali’nin hilafetini inkâr etmesi gibi.0 bunları inkâr etmesinden dolayı şeriatı inkâr etmiş olmaz. Bunlar hak kında bilgisinin bulunduğu ve bunları inkâr etmesi, tekfir etmeye vesile olmaz. Çünkü bunda. Hişam el-Futiy ve Abbaci'\w Cemel vak’asınıve Hz. Ali’nin kendisine muhalif olan ile savaştığını inkâr ettikleri gibi, inkâr etmede çok mübalağa etmekten başka bir şey yoktur.Eğer nakli tevatüren sabit olan hususta zayıflık isnad ederse, bununla da nakledenleri itham etmeyi kastederse, bu ithamından dolayı onu tekfir ederiz. Çünkü bunun bu inkârı, şeriatı inkâra sirayet eder. Amma tevatüren nakli sabit olmayan sırf icnıaı inkâr ederse, kelâmcılar, fuka-tıa vc düşünürlerden ekserisi bu babda şöyle diyorlar:
/cma şarf/arının hepsinin bulunması, umumun il lif ak elimiyle hasıl )lan sahih bir ianaya muhalefel eden herkes kâfirdir. Hu gdrı/y/rnnf Allahü Teâlâ'nın şu âyel-i kerimesini delil gösieriyorlar:
“Her kim de, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, peı* {ambere aykırı hareketle bulunur ve mü’minlerin yolundan başkasını
uyar {>idcrsc, onu, diindügü supık\ıkta bırakırız. Âhirctlc dc kendisini Cehenneme koyarız ki, o ne kolu bir dönüş yeridir” (742).
Peygamber (saUallahu aleyhi ve sellemfm şu sözü ile de delil getirdiler;
—Kim Müslüman cemaatına az. bir miktar muhalefet ederse, o kimse İslâm'dan çıkmış olur (743).
Fukaha, icma-ı ümmete muhalcfcüc bulunan kimsenin tekfir edilmesine dair ittifak ettiğini rivayet ettiler. Başkaları (lükahadan) ulemanın nakletmesine has olan icmaya muhalefet edenin kesinlikle tekfir edilmesinde tereddüt ettiler. Başka bilginler de. kıyas ve ietihad yolu ile vâki olan icmaya muhalefet edenin tekfir edilmesinde durakladılar. Nitekim (Mutezile mezhebinden olan) yüksek bir düşünürün icma-ı ümmeti inkâr ettiğinden tekfir edilmesinde tereddüt edildiği gibi. Çünkü o bu in-kârıyle selefin icma ile istidlal etmesine muhalefet etmiştir.
Kadı Ebu Beki el-Bakıllânî) diyor ki: Benim katımda şayan ı itimad olan söz, Allah’a küfretmek, Allah’ın varlığını bilmemek, Allah’a iman etmek ise Allah’ın varlığını bilmek diye ifade edilen sözdür. Eğer, Allah’a söz veya fiille isyan etmişse, bu söz ve fiilin ancak kâfirden sadır olacağına dair Allah’ın buyurduğu (âyet), peygamberin sözü (hadîs) de varsa ve bu hususta icma-i ümmet vâki olmuştur ki, küfürdür.
Allah’a küfretmek ancak üç şeyden biri ile olur:
1-Allahü Teâlâ’yı bilmemek,
2-Öyle bir iş işler veya söz söyler ki, Allahü Teâlâ vc Allah’ın peygamberi o işin ve fiilin ancak kâfirden sadır olduğunu bildirmişlerdir veya bu hususta icma-i ümmet vâki olmuştur. Puta tapınmak, kâfirlerin kıyafetlerine (zünnar kuşanarak) bürünerek onların bayramlarına ve kiliselerine gitmek gibi.
Veyahut öyle bir söz vc fiil olur ki, onunla beraber Allah’ı bilmek tasavvur olunmaz bile. (Farzı inkâr etmek, Kur’ân’ı pisliğe atmak gibi). Bu iki (söz vc fiil) turu her ne kadar Allah’ı bilmemek olursa da, onları işleyenin kâfir olduğuna veyahut imandan soyulduğuna delildir.
(Allahü Teâlâ’nın (Hayat, İlim, Kııdıvf, İrade, Seıın, Basar \q Kelâm gibi) zatî sıfatlarından birini nefyeden kimse, veyahut bunu inkâr ettiğini yakinen bildiği halde inkâr ederse, tıpkı Allah, âlim değildir, kaa-dir, mürid vc mütekellim değildir, demek gibidir. Veyahut Allahü Tcâlâ’ya vacib olan kemâl sıfatlardan bunlara benzer bir sıfatı inkâr etliği gibi. İmamlarımız (Maliki) bu sıfatlarla muttasıf olmasını Allah’tan nefyeden vc Allah’ı onlardan hâil kılan kimsenin kâfir olduğuna
ittifakla karar vermişlerdir. SııhnuıTun; “Kim Allah’ın Kelâm sı falı yo[. tur derse o kâfirdir” sözü buna hamlolunur. Suhnun te’vilcileri Icklıt etmez.
Amma kim bu sıfatlardan bir sıfatı bilmezse, burada bilginler ihtilâf elliler. Bazı bilginler, Allah’ın sıfatlarından bir sıfatı bilmeyeni tekfir eltiler. Bu husus, Ebu Cafer ei-Taberî ve ondan başkasından rivayet edil miştir. Ebu'l-Hasan el-EşarVW\n de bir keresinde bu görüşü benimsedi ği de söylenir. Bilginlerden bir grubu bu kadarı Müslümam imandan etmez, der. Bu görüşe Eş’arî rucü etmiştir. Çünkü o sıfatın ııcfyini.doj rusunu yok etmek sureliyle ilikad ederek ve nefyetmeyi bir ve şeriat görerek yapmıyor. Tekfir edilen ancak söylediğinin hak ve gerçek olduğuna inanandır.
Bunlar Cariye Sevda’ hak kındaki hadîsle istidlal ediyorlar. Ve Peş gamber (sallallahu aleyhi vese/leın) ondan tevhidi talcb etmiştir, başkasını değil.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)\v\ şu hadîsi ile de istidlal etti 1er:
—Adamın biri kendi.sine yazık etmiştir. Ölüm kendisine yaklaşıncı gocuklarına öldüğü zaman, kendisini yakıp, yarısını karaya ve yansını (kulun) denize atmalarını vasiyet eder ve belki Allah onun yerini bulup da ona azap edemez. Öldüğü vakit çocukları vasiyyetini harfiysen yerine getirdiler. Allah denize emretti, deniz kendisinde bulunanı biramı topladı, karaya emretti o da kendisinde bulunanı bir aray a topladı. Sonn Allah ona, niçin böyle yaptın diye sorunca, senden korktuğum için diye cevap verdi. (Bunun üzerine Allah onu affetti) (743a).
Hadîs-i şerifin bir diğer rivayetinde, “Allah bana kaadir olursa”diye vâki olmuştur. İşte bilginler bu söz ile istidlâl ediyorlar.
Bilginler şöyle diyorlar: Eğer insanların çoğundan Allah’ın sıfatlan nı bilip bilmedikleri araştırılırsa ve kendilerinden Allah’ın sıfatlarını açık lamaları istense, az bir kısım müstesna, Allah’ın sıfatlarını bilenkimst bulunmaz.
cappadocia tours yazdı ve sundu..

No hay comentarios:

Publicar un comentario