cappadocia tours ve insan ile din bilgisi00

cappadocia tours ve insan ile din bilgisi00

 bugün hergün ve yarında diger günlerde cappadocia tours diyorki Ömer-ül-Fârûk hazretleri halîfe iken, müslimânlar, Şâını kuşat dı. Hâlid bin Velîd bir kapıda, Amr ibni Âs bir kapıda, Yezîd bin Ebî Süfyân bir kapıda idiler. Yezîd, kardeşi Mu’âviyeyi ileri kol kumandam yaparak, Saydâ ve Beyrut şehrlerini, Amr ibni Âs da Filistini feth eylediler. Amr ibni Âs hazretleri, Filistindeki askerin kumandanı idi. Emîrül-mü’minîn hazretleri, Amr ibni Asa sık sık imdâd gönderiyordu. Amr ibni Âs, meşhûr dâhilerden ve kurnaz bir idareci idi. Kudüs ve Remleye birer ûrka gönderdi, Mu’âviye de Kay sâriye şehrini sardı. Bu şehrde çok asker vardı. Dışarı hücûm ediyorlardı. Hazret-i Mu’âviye, çıkarılan bozup h-nyordu. Amr ibni Âs ise, Rumlann başkumandam ile harb edip dağjtdı. Gazze ve Nablûs şehrlerini feth eyledi. Hazret-i Ömer, yerine hazret-i Alîyi vekü bırakıp Kudüse geldi. Yezîd bin Ebî Süfyân, Hâlid, Amr ibni Âs ve Şerhâbü karşdayıp halîfe ile ku-caklaşdılar. Rumlar Kudüsü hazret-i Ömere teslîm etdiler. hândan alman ganimetleri Ziyâd bin Ebîh Medîneye getirdi. îrân sa-vaşlan hakkında halîfeye gâyet fasîh ve beliğ bilgi verdi. Yead Şâm vâlîsi yapüdı. Mu’âviye
Kaysâriye şehrini feth eyledi. Şâm vâlîsi Yezîd, tâûndan vefât etdi. Yerine kardeşi Mu’âviye Şâm vâlîsi ta’yîn buyuruldu. Sûriye kumandam Ebû Ubeyde ve yerine geçen Mu’âz bin Cebel de, tâûndan öldü. Amr ibni Âs hazretleri, başkumandan olunca, herkesi dağlara çıkardı. Böylece, vebâ salgınına nihâyet verdi. Amr ibni As hazretleri, Mısr seferine kumandan ta’yîn olundu. Bir ay muhârebeden sonra, rum askeri dağıldı. Mısra girdi. Bu muhârebede mancınık kullandı. Heraklius Istanbulda büyük bir ordu hâzulayıp, Amr ibni Âsa karşı gel-mekde iken öldü. Amr ibni Âs üç ay muhârebeden sonra, İsken-deriyeyi de aldı. Sonra Trablusa gitdi. Bir ay savaşdan sonra feth eyledi. Hazret-i Ömer şehîd olunca oğlu Übeydullah, kâtil zannı ile eski acem şahlarından Hürmizâm öldürmüşdü. Hazret-i Alî Übeydullaha kısâs lâzımdır, dedi. Medînede iznli olarak bulu nan Mısr vâlîsi Amr bin Âs söz alarak, (Dün Ömer, bugün de oğlu öldürülmek nasıl olur?) dedi. Halîfe olan Osmân “radıyal-lahü anh”, bu sözü beğenerek, kısâs işini diyete cevirrli vf^
Anadoluda gazâya başlayıp, (Amûriyye) şehrine ik^İîfe Amr ibni Ası Mısr vâlîliğinden azl eldi. Ha-
i<*‘fİfethedto^^^ Endülüsyoluyk düşünüyordu. En-l'’’rcıkardı. Samda kumandan olan Mu avıye radıyalla-gemilerle Kıbrısa asker gönderdi. Mısrdan da yar-ederek ada feth olundu.
Lbul kayseri üçüncü Kostantin 47 [m. 668] de Bizans ünpe-folmuş, 66 [m. 685] da ölmüşdür. Büyük bir donanma ile Ak-çıkdı. Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh” Ue Mısr 'jj/]bdiillah da birer donanma ile çıkdılar. Büyük bir deniz harcımda, Ehl-i İslâm gâlib geldi. Hicretin otuzüçüncü senesinde ^vâbsihazret-i Mu’âviye, ramlarla gaza ederek İstanbul boğa-jjakadar geldi. Mu’âviye bin Ebî Süfyân “radıyallahü anhümâ”, isiilullahm kâtibliğini yapmış bir sahâbî-i zîşân idi.
Hazret-i Alî “radıyallahü anh”, islâmiyyetin kurulması ve kök-(jjıesi için canım tehlükelere atıp düşmanlarla arslan gibi döğüş-S Nice kâfirleri kati eyledi. Hazret-i Mu’âviye de “radıyallahü ^ yayılınası ve doğuya, batıya ışık salması için ca-
lehlükeye koyup, Bizans ordulan ile döğüşdü. Nice mernleket-fifeth eyledi.
Abdüllah bin Sebe’ adında bir yehûdî dönmesi Mısrda çok »elen aldatdı. Hilâfet, Alînin hakkıdır diyerek, milleti ısyâna w eyledi. Amr ibni As hazretleri, Mısr vâlîUğinde bulunsaydı, ^neye meydân vermezdi. Küfede vâlîye gücenen birkaç kim-^ bazret-i Osrnânı çekişdirmeğe başladılar. Halîfe bunları Şâma IJfdü. Şâm vâlîsi Mu’âviyeye, (Bunlara nasîhat et!) diye yazdı. ^Haviye bunlara KureyşIileri övdü. (Resül-i ekrem, beni işlerin-^luUandı. Sonra üç halîfesi beni vâlî yapdılar. Benden râzı oldu-^)dedi. Çok nasîhat verdi. Dinlemediler. Onları Hums şehrine Nerdi. Hums vâlîsi olan Abdürrahmân bin Velîd, bunlara sert ^'Tandı, korkutdu, tevbe etdirdi. Halîfe; Mu’âviye, Amr bin As üç vâlîyi Medîneye çağırdı. Fikrlerini sordu. Mu’âviye (İş-lİvâlîlere bırak) dedi. cappadocia tours Amr bin Âs ise “radıyallahü teâlâ anhü-S' (Yâ halîfe! Sen, Benî Ümeyye ile birlikde nâsa güvendin. Serhametli davrandınız. Şiddet veyâ isti’fa, yahud kuvvetli ile ileri git!) dedi.
Mısrda bulunan (İbni Sebe’) ve başka vilayetlerdeki adamla-birK ,1 ^v!p>rlesivorlardı. Vâlîler zulm ediyor, diyerek ve
hnçdan geçirtmişdir. Bu meyanda Abbâsm beş ve altı torunları olan Abdürrahmân ve Kuşem de şehîd edümişd^rT^
perişan bir hâlde gezmişdir) diyor. Bunlan El-Kâmil ve El-Beyi’ vettebyîn kitâblarmdan aldığını bildirmekdedir.” j
Vesika olarak gösterdiği kitâblar, kendi yüzkarasını meydâna ’ çıkarmakdadırlar. Elbeyân vettebyîn kitâbını Ehl-i sünnet düş. manı olan bir mu’tezilî yazmışdır. Bu işin doğrusu, (Tezkire-i Kurtubî Muhtasarı), yüzotuzbirinci sahnesinde şöyledir: (Hakemlerin karân ile hazret-i Mu’âviye halîfe seçildikden sonra, üç-bin nefer ile Büsr bin Ertâd Âmirîyi, kendine bî’at etdirmek için Hicâza gönderdi. Önce Medîneye geldi. O gün, Medîned^e hazret-i Hâlid ebâ Eyyübel-ensârî, hazret-i Alî tarafından vâlî idi. Vali gizlice Küfeye, hazret-i Alînin yanma geldi. Büsr minbere çıkıp, vaktîle burada bî’at etmiş olduğum halîfeyi, [ya’nî hazret-i Osmâ-nı] ne yapdımz? (Eğer hazret-i Mu’âviye bana yasak etmeseydi, hepinizi kılmçdan geçirirdim) dedi. Başda Câbir hazretleri olmak üzere, Medîneliler bî’at etdi. Sonra Mekkelileri de bî’at etdirdi. Büsrün hazret-i Mu’âviyeden (kimseyi öldürme!) enirini ^dım demesi, Mekkede ve Medînede kimseyi öldürmediğini göster-mekdedir. Sonra, Yemene gitdi. O zemân Yemen vâlîsi olan UbeydüUah bin Abbâs, Küfeye hazret-i Alînin yanına kaçdı. Âlimler buyuruyor ki, Ubeydullah kaçınca, Büsr bunun iki oğlunu öldürdü. Hazret-i Alî, Büsre karşı, Hârise-tebni Kudâmeyiild bin kişi üe Yemene gönderdi. [Büsr Eshâbdan değil idi.] Harise Yemene gelip, hazret-i Alî şehîd oluncaya kadar, orada vâlî kaldı. Nice kimseleri öldürdü. Medîneye geldi. Orada imâm olan Ebü Hüreyre hazretleri kaçdı. Hârise, (Eğer o kedi babasını bu-laydım, öldürürdüm) dedi.) Görülüyor ki, hazret-i Alînin kumandanı, Resülullahın çok sevdiği ve övdüğü sahâbîsini öldürmek istemiş ve Resülullahın koyduğu mubârek isim ile alay etmişdir. Hazret-i Alînin ve hazret-i Mu’âviyenin “radıyallahü teâlâ anhü-mâ” kumandanlannm yapdıkları zulmlerden, O büyükleri lekelemeğe kalkışmak ve olayları, uydurma hikâyelerle şişirmek, doğrusu çok insâfsızlık olur.
cappadocia tours yazdı..