cappadocia tours ve insan ile din bilgisi89
bugün bilgilri hergün yazırımızı yazan cappadocia tours çok çlaıstı ve cappadocia tours dediki 26 — (Küfrün imâmlan. Mu 'âviyenin babası. Hindin kocası olan Ebû Süfyân ve ahzâbıdır) diyerek hücûma geçmekdedir. Hâlbuki o zemân, Resûlullahm “sallallahü aleyhi ve sellem” amcası Abbâs da kâfirler arasında idi. Bedr gazâsında, Resûlullaba karşı harb etmek için gelen düşman ordusunu idâre edenlerdendi. Esîr alınınca, hazret-i Alîye karşı, (Mescid-i harâmı ta’mîr ediyoruz. Kâ’beyi örtüyoruz. Hâcılara su veriyoruz) diye övündü. Al-lahü teâlâ, âyet-i kerîme göndererek, meâlen, (Müşriklerin mes-cidleri ta’mîr etmesi sahih olmaz. Biz, onlann övündükleri işleri yok eder, onları Cehenneme koyarız) buyurdu. Böylece Abbâs. cevâbmı almış oldu. Fekat, sonra meâlen, ffmâna eelip Mekke-receler vardır. Onlar azâbdan kurtulucudur. Onlara rah-ndvânımı ve Cennetlerimi müjdelerim. Onlar, Cennet-onsuz olarak ni’metlere kavuşacaklardu*) buyurmakdadır. >'^’**ileEbû Süfyân “radıyallahü teâlâ anhümâ” îmâna geldiler. Clında Mekkeden Medîneye hicret eldiler. Ebû Süfyânın Tâ-jsında bir gözü çıkdı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sel-Ona Cenneti müjdeledi. Ebû Bekr “radıyallahü anh” halîfe n Yermük gazasında, ikinci gözü çıkdı ve o gazâda şe- harbinde iki tarafdan yetmiş bin kişi öldü. Bunla-jjh jirmibeşbini, Aliyyül Mürtezâ tarafında olanlardandır. İşbu JaiâJin müsebbibi kimdir?) diyor.Bumuhârebeye (Abdüllah bin Sebe’) yehûdîsi ile ona bağlanış olan ve (Sebe’iyye) denilen zındıkların sebeb olduklarım, iTohfe) kitabından terceme ederek, yukarıda, onaltıncı maddede ozıın yazımşdık. Fekat, sebe’iyyecüer, yehûdîlerin bu suçunu Es-lâb-ı kiramın büyüklerinden olan hazret-i Mu’âviyeye yüklemek, röylece müslimânlan parçalamak çabasmdadırlar.
28—(Cemel harbinde Aişe-ı sıddîka tarafından olan, Aşere-i iübeşşereden, Talha ve Zübeyr ictihâdlanndan, hatâlarından rü-â'kharb yerini terk eylediler) diyor.
Cennetle müjdelenmiş olan bu iki Sahâbî, hazret-i Alî ile harb etmek için ictihâd etmemişlerdi. Resûlullahın çok sevdiği ve Cennet ile müjdelediği bu iki zâta, böylece leke sürmek istiyorlar. Haz-ret-i Alî, bunlara tesâdüf edip, müslimânlarla harb etmek istemediğini söyleyince, yehûdîlerin tuzağına düşdüklerini anladılar. Bunun için harbden veızgeçdiler.
29—(Talha ölürken, yanından geçen Aliyyül mürtezârun tarafından birini tanıyıp, elini uzat! Alî nâmına bî’at edeyim demişdir) diyor.
Hazret-i Âişe ile yamndakiler, Basrada, hazret-i Alî ile harb etmek için değil. Onunla anlaşarak. Ona bî’at ederek, fitne ve fesada son vermek istediklerini bildirmişlerdi. Kısas-ı Enbiyâda, dörtyüzonsekizinci sahîfede diyor ki, (Resûlullah vefât edince, bmin halîfe olacağı görüşülürken, Zübeyr bin Avvâm kılıcını çelerek Alîye bî’at olunmadıkça kılıcımı kınına sokmam, diyerek ısrar ediyor'*' ^ İşte, Cennetle
^dşıadıgmı, onaltıncı madclede bildirmişdik. U ua, bu tercememizin doğru olduğunu gösteriyor. Müc-.xiaierin ictihâdlan suç değildir ki, ictihâdlannı değişdirmeleri biı fazilet olsun.
30— (Âyet-i kerîmede, evlerinizde karâr kılın, oturun çıkmayın, harb ile ve darb ile uğraşmaym'\.. buyuruldu. Hatâsım bu âyetden anladı) diyor.
Bu âyet-i kerîme evden hiç çıkmamayı emr etseydi, bundan sonra, Resûlullah zevcelerini hacca, ömreye ve gazâlara birlikde götürmezdi. Ana-babalannı, hastalan, vefât edenlerin âilelerini ziyâret etmelerine izn vermezdi. Hâlbuki böyle yapmadığı meydândadır. O hâlde, âyet-i kerîme, açık saçık çıkmamalarını emr etmekdedir. Dînî sebeblerle, örtülü çıkmalannı yasak etmemiş-dir. Hazret-i Âişe de, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden idi “radıyal-lahü teâlâ anhüm ecma’în”. Eshâbın istekleri üzerine, âdil olan halîfenin kısâsmı istemek için çıkmışdı. Şfî kitâblanmn yazdıkla-nna göre, hazret-i Ebû Bekr halîfe iken, hazret-i Alî, hazret-i Fâ-tımayı hayvana bindirip, Medîne sokaklannda dolaşdırmışdı. Es-hâb-ı kirâm, ikinci halîfe zemânmda Zevcât-ı tâhirâtı hacca götürürlerdi.
31— (Resûl-i ekrem "*sallallahü aleyhi ve sellem'' Ammar hin Yâserin yüzünü okşıyarak, sen bir ûe-i bâgıyye tarafından öldürüleceksin buyurdu. Bu haber, Mu’âviye ve ahzâbının bâgî olduğunu bildirmekdedir. Ammâr şehîd olunca, bu haberi bilenler, Mu’âvi-yeyi terk ile AJiyyül Murtezâ tarafına geçmişlerdir. Bâgî demek, ıs-yân ve serkeşlik eden demekdir) diyor ve bu bilgileri, Kasas-ı Enbiyâdan aldığını yazıyor.
(Kısas-ı Enbiyâ) kitâbma bakdık. Ammâr hazretleri vefât edince, bu haberi işitenlerin hazret-i Alî tarafına geçdiğini bildiren yazı görmedik. Muhârebenin dahâ kızışdığmı, hazret-i Alînin askerinde ayrılık başladığmı yazmakdadır. Bu kitâbın da bildirdiği, Ammâr hazretleri hakkındaki hadîs-i şerif, hazret-i Mu’âviyenin ve yanında bulunan Amr ibni Âs hazretleri gibi Eshâb-ı kirâmın kâfir olmadıklarım isbât etmekdedir. Bunlarm hepsi, Resûlullahla birlikde, kâfirlerle cihâd etmişdi.
- F'nbiyâ)da diyor ki: Mekkenin feth yılında, ResûJuI-
f aönderip, (Lat) demlen putu yıkdırdı. Ebu Sufyan P veld ile Mu’âviye, Resûlullahm kâtibliğini yaparlardı.
Z£vd ebâ Eyyübel Ensârî ile Amr ibni As da kâtiblik ya-t-ıkirâmdandır. Amr ibni Âs, Resûlullahm ordu kuman-nıdayapmışdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, ^SüfyânıNecrân vâlîliğine, oğlu Yezidi Teymaya hâkim ta’yîn ^#uşdur “radıyallahü teâlâ anhümâ”.
j^esûluUahm vefatında, Amr ibni Âs hazretleri Ummanda idi. doeye gelince, Eshâb-ı kiram. Onun başına toplamp yolda gör-Jllerini sordular: (Ummandan Medîneye kadar arablar mürted • jjjnış, bizimle harbe hazırlanmış gördüm) dedi. Hazret-i Ebû jjbjEshâb-ı kiramı fırka fırka, mürtedler üzerine yolladı. Amr jji As kumandasındaki birliği “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” iladâ’amürtedlerine gönderdi.
Amr ibni Âs hazretleri, zemân-ı se’âdetde, Sa’d ve Hüzeyfe ,t Üzre kabilelerinin zekâtlannı toplamağa me’mûr iken, Um-lânahâkim yapılmışdı. Dönüşde, eski Vcızîfesinin yine Ona veri-Itce^ va’d buyurulmuşdu. Ummândan gelince, halîfe hazretleri to eskisi gibi zekât toplamağa gönderdi. Böylece, Resûlulla-ti va dini yerine getirdi. Mürtedler çoğalınca, bunu bir fırkaya tiîr yapmak istedi. Mektûb yazıp, (Resûlullahm vermiş olduğu iözün yerine gelmesi için seni eski vazifene göndermişdim. Şim-isana, dünyâca ve âhıretce dahâ hayrlı başka bir vazîfe vermek istiyomm) buyurdu. Amr ibni Âs cevâbında, (Ben islâmın okla-ıdan bir okum. Onları atacak ve toplıyacak, Allahdan sonra «asin. Bak, hangisi dahâ kuvvetli ve te’sîrli ise, onu at) dedi. Haile hazretleri, Onu bir fırkaya emîr yapdı. (Eyle) yolu ile Filisti-De gönderdi. Ebû Süfyânm oğlu Yezidi de, bir fırkaya emîr edip IBelka) yolu ile Şâm tarafına gönderdi. Ebû Süfyânm ikinci oğlu iazret-i Mu’âviyeyi de başka bir fırkaya emîr yapıp, kardeşinin emrine gönderdi. İmperatör Herakliyüs, kardeşini yüzbin askerle Amr bin Âs hazretlerine karşı ve Yorgi ismindeki bir generali de, büyük bir ordu ile Yezîde karşı gönderdi. Kendisi Humsda bidı. İslâm fırkaları, halîfeden emr alarak, (Yermük)de birleşdi. Rumlar da, İslâm askeri karşısında toplandı. Müslimânlar, mü-dâfe’a yapıp, ha^^^^eden yardım istedi. Halîfenin emri ile, Allahın lülıcı Hâlid h ' Irakdan on bin askerle imdâda gelip, Amr
ihni Âsin e'• Ecnâdinde yapılan kanlı savaşda, rum
ordusu fenâ>nra Yermükde, ikiyüzkırkbin rum askeri ile, kırkahkeri çetin savaşa girdi. İçlerinde bin Şahabı vardı. ahramanlanndan idi. Hâlid hazretleri,
r ibni Âs ile Şerhabil sa^ ’ -'adı. Ye-
zîd biTî Ebî Süfyân ile Ka ka’ sol kanadı idâre eldiler Ebû Süf' ' bin Harb askere cesâret veriyordu. Kahramanlıklar gösteriyor!]'' Çok kanlı savaş oldu. İmperatörün kardeşi ile birlikde yüzbımr kıhçdan geçdi. Ebû Süfyânın mubârek gözüne ok gelip kör oldj Rumlar, Ürdünde seksenbin askerle tekrâr hücûm eldi. Hâlidor tada, Amr ibni Âs ile Ebû Ubeyde iki kanadlarda idi “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Rumlar bozuldu. Pek azı kurtulabildi.