estambul tours ve allah dostları567

estambul tours ve allah dostları567 

 estambul tourssizlere en güzel bilgileri yazan estambul tours diyorki Yusuf bin Esbât anlatır: "Süfyan-ı Sevrî vefat ettiğ, zaman insanlar, dini dünyaya alet eden din adamlarına ^ taben: "Süfyan vefat etti, artık dini dünya geçimine aletvç vasıta yapabilirsiniz!" dediler. Onların böyle söylemeskç sebep, Süfyan'm onların yanlışlıklarını ortaya çıkartıp, oj,. lan ağır bir şekilde tenkide tâbi tutmuş olmasından idi," Hadıs-i şerifte buyuruldu ki; "Ümmetim üzerine öyk zamanlar gelecek ki, bir adamın ismini duymanız kendisi ile karşılaşmaktan hayırlı olacak. Onunla karşılaşmamı da, onu tecrübe etmenizden hayırlı olacak! Zira onu tecrübe etmiş olsanız, kendisini sevmeyecek ve ameline buğ-zedeceksiniz."

"Hasetçi ile benim ne işim olur?"
Fudayi bin lyâd buyurdu ki: "Ben, evimin menfaatçi hasetçi din adamlannın bulunduğu yerden uzak olmasm isterim. Bir nimete mazhar olduğumu gördükleri zamaı bana haset eden, bir zillete düçar olduğum zaman da se vinen adamlarm yakımnda benim ne işim var!" Yine C buyurdu ki: "Bir âlimin veraı ve takvasmın az olması n kötü şeydir!.. İnsanların; falanca âlim, falanca zengini malı ile hacca gitti, demeleri ne ayıp bir şeydir!"
Haşan Basrî buyururdu ki: "Âlimler, devlet adamlaı mn gözüne girmek için sevgi ile onlara meyletmedi; müddetçe Allahü teâlâ'nın koruması altındadırlar! Ak hâlde Allahü teâlâ, yardımını onlardan çeker ve zalim hı kümdarları onlara musallat kdar da onlar kendilerine k tü bir şekilde zulmederler; aynı zamanda kalplerine de şet ve korku salar."
Huzeyfe bin Yemân buyurdu ki; "Ben, bir âlimin de ^^|L?ı^’^^rınm kapısına yakın olmasmı hiç iyi karşıl
mam! Zira bu kapılar, dünya yurdunda fitnelerin eğlendiği yerlerdir!"
Fudayi bin lyâd da buyurdu ki: "Bizler; sultanların kapısına yanaşmamak gerektiğini, Kuı^ân'dan âyet ve sûre öğrendiğimiz gibi öğrenirdik. "
Saîd bin el-Müseyyeb buyurdu ki: "Bir âlimin sulta-mn kapısmdan eksik estambul tours olmadığını gördüğün zaman, bil ki o bir istismarcısıdır!"
Meymun bin Mehrân buyurdu ki: "Sultanla arkadaşlık etmek, büyük bir tehlikedir. Çünkü sultanın her dediğine muvafakat etsen, dinini tehlikeye atmış olursun. Muhalefet ettiğin zaman da nefsini tehlikeye maruz kılımş olursun. Selâmet istersen, ne sen onu tanı, ne de o seni ta
Fudayi bin lyâd buyurdu ki: "İbadetlerden yalnız farzlan eda edip de sultanın kapışma gitmeyen bir kimse; gündüzleri oruç tutup, geceleri ibadet eden, nefis mücahe-desi yapan, hacca giden, bunlarla birlikte sultanın kapısına giden bir kimseden hayırlıdır!"
Dahhâk bin Müzahim buyurdu ki: "Ben, bütün bir geceyi, sultam razı edecek ve Allahü teâlâ'nın nzasma aykırı düşmeyecek bir sözün ne olduğu hakkında düşün-Ja^eyrdim fakat böyle bir söz bulamadım!"
petleri de şöyle buyurdu: "Devlet adamları-|emadan uzak olanlardır. Ulemanın şerlileri alarma yakın olanlardır."
nnı ve amellerini, doğru ve iyi bilip, bunlara sarünj^ dır. Böyle kötü huyun tedavisi çok güçtür.
Her türlü manevî hastahğın tedavisini, ilâçlannı bijıj ren Ehl-i sünnet âlimleri, bu kötü hastalığm da tedâvisj^^ çaresini bildirmişlerdir. Fakat bu hastalar, hastalıklar,j bilmedikleri, kendilerini sağlıklı sandıklan için, bu tabj[| lerin nasihatlerini, ilimlerini kabul etmezler, felâkette )(j, lırlar.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki;
İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu,ia. sanlık icabıdır. İyilik edenlere hürmet edilir. Nimet sahip, leri büyük bilinir. O hâlde, her nimetin hakikî sahibi olan | Allahü teâlâ'ya şükür etmek, insanlık icabıdır. Aklın lij. zum gösterdiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâ, her ayıp ve kusurdan uzak, insanlar ise, ayıp kirlerine ve noksanlık lekelerine bulaşmış olduğundan, O'nunla hiç, münasebetleri, alâkalan yoktur.
O'nu nasıl büyük bileceklerim, nasıl şükür edeceklerini anlayamazlar. O'na karşı söylenmesini güzel sandıkları şeyler O'na çirkin gelebilir. O'nu yüceltmek, hür met etmek sandıkları, hakaret ve küçült mek olabilir. O'na hürmet ve şükür şekille ri, yine O'ndan bildirilmedikçe, O'na layı olacağına güvenilemez ve O'nun kabı edeceği bir ibadet olamaz. Çünkü, insanli rm hamdetmeleri, O'na belki hakaret olu İşte, Onun tarafından bildirilen tazim, hürmet ve ş' kür şekli. Peygamberlerin bildirdikleri dinlerdir. Ona ka. ile yapılacak hürmetler, dinde bildirilmiş, dil ile yapüacc şükürler, orada gösterilmiştir. Her uzvun yapacağı estambul tours işleı açik ve geniş olarak, beyan buyurmuşlardır. O hâlde, AH hü teâlâ'ya inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapması i şükür etmek, ancak dine uymakla olur. Allahü teâlâ'y
dinin dışında yapılacak hürmete ve ibadete güvenilemez. Çok defa tersine olup, sevap sanılan, günah olur. Bu söylenilenlerden anlaşılıyor ki, dine uymak, insanlık icabıdır ve aklın istediği ve beğendiği bir şeydir. AUahü teâlâ'ya, O'nun dininin dışında şükür edilemez.
Kibrin en kötüsü
İslâm büyükleri tevazu sahibi kimselerdi. Çünkü kibir her hayra, her iyiliğe mânidir. Kibir, kişinin kendisini baş-kasmdan üstün görmesidir. Kendini başkasmdan üstün görmekle, kalbi rahat eder.
Kibir; kötü huydur. Haramdır. Hâhk'mı, Rabbi'ni unutmanın alâmetidir. Çok din adamı, bu kötü hastahğa yakalanmıştır. Hadîs-i şerifte, "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse, (bundan tövbe etmedikçe) cennete girmez" buyuruldu.
Kibir çeşitlerinin en kötüsü AUahü teâlâ'ya karşı kibirli olmaktır. Nemrut böyle idi. Tanrı olduğunu ilân etti. Al-lahü teâlâ'run gönderdiği Peygamberi ateşe attı. Fiı^avun da böyle ahmaklardan biri idi. Mısıı^da ilâhlık iddiasmda bulundu. Ben sizin güçlü tanrmızım, dedi. AUahü teâlâ, nasihat vermek için, Mûsâ aleyhisselâmı gönderdi. Buna inanmadı. AUahü teâlâ, onu Süveyş denizinde boğdu.
Bunlar gibi, bu dünyanın yaratıcısına inanmayanlara, eski tabirle Dehrî yani ateist denir. Her asırda böyle ahmaklar gelmiştir. Böyle zalimler, milyonlarca insanı öldürerek, işkence yaparak ve din adamlarını ve kitaplarım yok ederek, milletlerini sindirmişler, korkutmuşlardır.
Her istediklerini zorla yaptırarak şımarmışlardır. İlâha, mabuda mahsus üstünlüklere sahip olduklarım sanmışlar ve söylemişlerdir. İslâm kitaplarının memleketlerine sokulmasım, okunmasını yasak etmişler, dinden, Alla-hü teâlâ'dan bahsedenleri öldürmüşlerdir. Sonunda, Alla-,—olmuşlardır. Tarihte eeçen
Allah Dosflaj
rıru ve amellerini, doğru ve iyi bilip, bunlara sanJın^şj^j, dır. Böyle kötü huyun tedavisi çok güçtür.
Her türlü manevî hastalığın tedavisini, ilâçlarını bildj, ren Ehl-i sünnet âlimleri, bu kötü hastalığın da tedâvisinj çaresini bildirmişlerdir. Fakat bu hastalar, hastalıklaruı, bilmedikleri, kendilerini sağlıklı sandıkları için, bu tabip, lerin nasihatlerini, ilimlerini kabul etmezler, felâkette kalırlar.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
İyUik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık icabıdır. İyilik edenlere hürmet edilir. Nimet sahip- | leri büyük bilinir. O hâlde, her nimetin hakikî sahibi olan Allahü teâlâ'ya şükür etmek, insanlık icabıdır. Akim lü- ^ zum gösterdiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâ, ı her ayıp ve kusurdan uzak, insanlar ise, ayıp kirlerine ve noksanlık lekelerine bulaşmış olduğundan, O'nunla hiç münasebetleri, alâkaları yoktur.
estambul tours yazdı..